Sanayi sektörü bu yılın ilk yarısında hem kar hem de satışta yüksek bir performans gösterdi. Haziran’da sanayi üretimi yıllık yüzde 23,9 arttı. Borsa bilançolarına bakıldığında da satışlar yüzde 77,9, karlar yüzde 455 artmış görünüyor. Yani son 5 yılın en yüksek satış rakamı. Bir büyüme yaşandığı gerçeği ortada. Bu da yaşanan salgının etkilerini sanayi sektörünün hafiflettiği olarak anlaşılmalı. Bu durumun istihdama da katkısını da göz ardı etmemek gerek. Ucundan sezonu yakaladığımız turizm ve iyi giden ihracat hepimizi mutlu ediyor. Ancak ekonomi uzmanları kış aylarında olumsuzlukların görülebileceğini vurguluyor. Gençlerimizin işsizliği ekonomide çok özel bir sorundur. Zira bu durum bir sosyal yaradır. İşsizliğe karşı çözüm üretilmeli. Ülke olarak büyümeyi arttırabilirsek işsizliği de azaltabiliriz. Projesiz ve yatırımsız bir ülkede işsizliğin düşmesini beklemek hayal olur. Sanayinin gelişmesi, büyümesi, işsizlik sorunun çözümüne önemli bir katkı.
Türkiye, tarihinin en büyük yangınlarına karşı savaştı Ülkemiz yangın ve seller nedeniyle bir afet yerine döndü. Akdeniz Bölgesi ağırlıklı olmak üzere ülkenin pek çok yerinde ormanlarımız yandı. Televizyonların başında, sosyal medyadan çaresiz bir şekilde canlı olarak yangınları izledik. Onlarca can kaybı, yüzlerce hayvan telef olurken, orman içindeki çaresiz canlılarda yok oldu. Orman yangınlarına müdahalede çok önemli görevi olan Türk Hava Kurumu'nun önemini çok daha iyi anladık. Her kesimden Orman Bakanlığı'nın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile birleştirilmesinin yanlış bir karar olduğu dile getirildi. Yangın bölgelerinde yaşayan halk yangını söndürmek için canla başla çalıştı. Ormanı, evini, hayvanlarını, çocuklarını ve canını alevlerden kurtarmaya çalıştı. Önce orman ve yüzlerce yılda oluşan ekolojik, doğal yaşam yanıp yok oldu. Sonra evler, hayvanlar ve sonra insanlar. Fotoğraflara içimiz yanarak göz attık. Yangın hortumu çekerek görevlilere yardım eden kadınlar, Kurtuluş Savaşında kağnı çeken nenelerimiz gibiydi. “Zaman değişti ama kadınlar değişmedi” diyerek yüreklere dokundular. Sadece insanlar için değil, hayvanların beslenmesi için de saman, yem desteği yağdı. Halkın bu birlikteliği, dayanışması milli mücadeleyi anımsattı. Karadeniz bölgemizde de yaşanan sel felaketi, yangın felaketinin ardından hepimizi derinden üzdü. Onlarca can kaybına çok ama çok üzüldük. İlgililerin bundan sonra gereğini yapacağını ve özellikle dere yataklarına hiçbir şekilde inşaata izin vermeyeceklerini umuyorum. Bu afetlerin nedeni olarak, sabotaj, iklim değişikliği, aşırı sıcaklar, dikkatsizlik, ihmal, piknik ateşi ve daha birçok neden sayılabilir. Gerekli önlemleri almak, denetimleri sağlamak ve en önemlisi doğaya karşı saygılı olmak, sevgiyle, duyarlılıkla sahip çıkmak hepimizin görevi.